Smyrna / İzmir

Smyrna antik dönemde Anadolu’nun en önemli kentlerinden biriydi. İlk yazılı kaynaklarda kentin adı Aiol lehçesinde Smurna (Σμύρνα), İon lehçesinde ise Smurne (Σμύρνη) olarak en erken İ.Ö. 7. yüzyıl’da görülür. İlk olarak Bayraklıda kurulan kent, bugünkü İzmir kent merkezinin bulunduğu Kadifekale ile deniz arasındaki düzlüğe İ.Ö. 4.yüzyılın sonunda taşınmıştır. Smyrna’nın yeniden kuruluşu Büyük İskender’e bağlanır. Pausanias’ın eserinde bu olay bir öyküyle anlatılır.
Philipposun oğlu Aleksandros, şimdiki kenti, uykusunda gördüğü bir düş yüzünden kurdu; Pagos Tepesi üzerinde avlanmaktayken, avdan dönüşünde, söylendiğine göre, Nemesisler tapınağının önüne gelmiş; burada tapınağın önünde bir kaynak ve onun suyu ile büyümüş bir çınar ağacı varmış. Çınar ağacının altında uyurken Nemesisler ona görünerek burada bir kent kurmasını ve İzmir halkını eski kentten çıkarıp oraya getirmesini buyurmuşlar. Antik dönem yazarlarından Strabon ise, yeni kentin kuruluşuna Büyük İskender’in haleflerinden Antigonos tarafından başlanıldığını, ardından Lysimakhos’un bu görevi sürdürdüğünü belirtir. Kazılar, Bayraklıdaki yerleşmeye; Büyük İskender döneminde sonverildiğini göstermektedir. Kentin Roma çağında basılmış sikkelerinin üzerinde dekurucu olarak Büyük İskender tasvir edilmiştir. Bu yeni kurulan kent önemli bir konuma sahipti:
Küçük Asya’nın iki önemli metropolü Sardis ve Ephesos arasındakiyolun üzerinde olmakla birlikte Akdeniz’e açılan geniş ve korunaklı bir limana sahipti. Doğu ve batı arasındaki güçlü ve canlı ticari ilişkilerin odak noktasında bulunuyordu.Yaygın deniz ticareti, Yunan-Roma dünyasındaki tüm büyük kentlerin ortak bir karakteristik özellik olarak kozmopolit bir yapıya sahip olmalarına neden olmuştur. Romalılar Smyrna’ya İ.Ö.133 ile İ.S. 395 yılları arasında hâkim olmuşlardı.
Philipposun oğlu Aleksandros, şimdiki kenti, uykusunda gördüğü bir düş yüzünden kurdu; Pagos Tepesi üzerinde avlanmaktayken, avdan dönüşünde, söylendiğine göre, Nemesisler tapınağının önüne gelmiş; burada tapınağın önünde bir kaynak ve onun suyu ile büyümüş bir çınar ağacı varmış. Çınar ağacının altında uyurken Nemesisler ona görünerek burada bir kent kurmasını ve İzmir halkını eski kentten çıkarıp oraya getirmesini buyurmuşlar. Antik dönem yazarlarından Strabon ise, yeni kentin kuruluşuna Büyük İskender’in haleflerinden Antigonos tarafından başlanıldığını, ardından Lysimakhos’un bu görevi sürdürdüğünü belirtir. Kazılar, Bayraklıdaki yerleşmeye; Büyük İskender döneminde sonverildiğini göstermektedir. Kentin Roma çağında basılmış sikkelerinin üzerinde dekurucu olarak Büyük İskender tasvir edilmiştir. Bu yeni kurulan kent önemli bir konuma sahipti:
Küçük Asya’nın iki önemli metropolü Sardis ve Ephesos arasındakiyolun üzerinde olmakla birlikte Akdeniz’e açılan geniş ve korunaklı bir limana sahipti. Doğu ve batı arasındaki güçlü ve canlı ticari ilişkilerin odak noktasında bulunuyordu.Yaygın deniz ticareti, Yunan-Roma dünyasındaki tüm büyük kentlerin ortak bir karakteristik özellik olarak kozmopolit bir yapıya sahip olmalarına neden olmuştur. Romalılar Smyrna’ya İ.Ö.133 ile İ.S. 395 yılları arasında hâkim olmuşlardı.